ÇİĞDEM YILMAZ – Yüksek gelir getiren fon vaadiyle aralarında ünlü futbolcularında bulunduğu çok sayıda kişiyi dolandırdığı önesürülen Seçil Erzan’ın videosunu çeken İranlı Mojtaba Haghani, Milliyet’e konuştu.
Erzan hakkındaki iddianamede, İranlı Mojtaba Haghani için, “Moci diye bahsettiğim kişi Mojtaba Haghani üniversiteden arkadaşımın eşidir. Kendisine bu zamana kadar aldığım paranın çok daha üzerinde ödeme yaptım” demişti. Erzan’ın, Moci tarafından bir aracının içerisinde çekilmiş görüntüleri de ortaya çıkmıştı. Çekilen görüntülerde Erzan, “Merhaba Süleyman amca. Sana vermiş olduğumuz Moci’nin ve Nazlı’nın senedinde her ikisinin de hiçbir çıkarı yok. Senden çok rica ediyorum. Onların senetleriyle ilgili lütfen hiçbir şey yapma” diyordu.
‘SENEDİ BANA DA İMZALATTI’
Erzan’ın boş bir arazide videosunu çeken İranlı Mojtaba Haghani (51), Milliyet’e şunları anlattı: “Ben aslen İranlıyım ancak küçük yaşlarda İngiltere’ye gittim ve orada büyüdüm. 20 yıl İngiltere’de kaldıktan sonra da Türkiye’ye geldim. İş insanıyım ve ticaret yapıyorum. Seçil ile eşim vasıtasıyla tanıştım. Kendisi eşimin üniversiteden arkadaşı olur. Bize bir fon olduğunu ve bu fondan yakınlarının da faydalanmasını istediğini ve fonun da ‘Fatih Terim fonu’ olduğunu söyledi. Biz de, bu fona girdik. Benim 200 bin dolar kaybım var. Bu paramın yanı sıra bana bir de senet imzalattı, ben bu senedin peşindeydim. Bu senet, benim kaybettiğim paramdan daha önemliydi. Süleyman Aslan diye bir adamdan para aldı ve aldığımız para karşılığında verdiğimiz senedi bana da imzalattı. Benim Süleyman Aslan’ın ofisine gitme nedenim de Seçil’e verdiğim parayı kurtarmaktı. Seçil, ‘Bana yardım et ben bu parayı alayım, senin parayı da kurtartayım’ dedi. Herkese aynı taktiği yapmış. Paraları kurtarmak için daha fazla para yatırılması gerekiyormuş. Ben sırf paramı kurtaracağım diye imzaladım.”
‘ARACIN İÇİNDE AĞLIYORDU’
“O videoyu da, 7 Nisan’da (Erzan’ın dolandırıcılık olayının anlaşıldığı gün) çektim. Seçil’in Çorlu’da olduğunu duyunca, çıkıp Çorlu’ya gittim. Seçil hanım evin önünde otoparkta aracının içinde ağlıyordu, yüzü gözü de ağlamaktan şişmişti, sesi de çok kötüydü. Ben kendisini alıp boş bir araziye falan götürmedim, böyle bir iddia var ama yanlış. Bulunduğu yer yeni bir siteydi ve sitenin etrafı boştu ve çevresinde de tarla vardı. Kendisine arabada bir videosunu çekeceğimi ve Süleyman beyden parayı benim almadığımın anlaşılmasını istedim. Çünkü Süleyman beyden parayı alan da kullanan da Seçil’di. Beni sıkıntıya soktuğunu söyledim ve videoyu çektim. O çekilen videoda kesinlikle zorla yapılmış bir şey yoktu. Bu videoyu çektikten sonra, götürüp kendim polise teslim ettim ve olanı anlattım.”
‘ŞİKAYETÇİ OLMADIM’
“Tek amacım kendi paramı kurtarmaktı ama kurtaramadım ve şikâyetçi de olmadım. Dava açsam avukata vereceğim ve yine zarara girmemiş olacağım. Bir de elimde herhangi bir belge yok. Kaldı ki belge bile olsa, ortada bir para yok. Seçil benim de alacağım olduğunu yazmış ama para nerede? Para yok, belge yok, niye dava açayım. Zaman, kaybı, stres ve daha fazla zarar edeceğim. O nedenle açmadım.”
‘SEÇİL’İ HİÇ TANIMAMIŞIZ’
“Biz Seçil’i hiç tanımamışız. Ben Seçil’i gerçekten kardeşim gibi gördüm, eşimin yakın arkadaşıydı. Babası vefat ettiğinde tek başınaydı, kardeşi yok ama biz yanındaydık. Annesi hastaneye kaldırıldığında hemen hastaneye gittik. Hastanede yanında kaldık. Her zaman kendisine destek olduk.”
Erzan’ın avukatı Nazlı Karaaslan, “Müvekkilimi ölümle tehdit etmiş ve önüne mermi koymuş” iddialarına Haghani, “Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil, tehdit etmek aklımdan bile geçmedi, tehdit etmedim” dedi.
‘YÖNETİMDEN BİRİNİN BİLGİSİ MUTLAKA VAR’
“Ben tüm olup bitenlerden Denizbank’ın da haberdar olduğunu düşünüyorum. Hadi diyelim bankanın doğrudan bir haberi yoktu ama mutlaka üst yönetimden birinin bilgisi vardı. Seçil son bir yıldır tüm zamanı bu işe vermiş, sürekli bu işlerle meşguldü. Bankaya o kadar insan ve para girip çıktı, hiç mi kimse fark etmedi ya da Seçil’in bu işlerle uğraşırken işyerindeki performansı hiç mi düşmedi.”