Hollanda’nın Lahey kenti dün gece yarısı Eritreli grupların çatışmasına sahne oldu. Çatışan gruplara müdahale eden polis biber gazı kullandı.
Gruplar polis arabalarını ateşe verdi, polise taş attı. Polis, çatışan grupların Lahey’deki bir toplantıya katılan Eritre hükümeti yanlısı ve karşıtı kişilerden oluştuğunu açıkladı.
Polis “Olaylar sırasında polis memurlarına ve itfaiyecilere taş, havai fişek ve başka maddeler atıldı. Bazı kişilerin ellerinde insanlara vurmak için silah vardı” dedi.
Çıkan olaylarda iki polis arabası ve bir tur otobüsü ateşe verildi. Dört polis memuru yaralandı.
Polis şefi Marielle van Vulpen polislerin “bir anda çok yoğun ve ciddi bir şiddetle” karşılaştığını söyledi.
Polisin bazı kişileri gözaltına aldığı ve soruşturmanın derinleştirilmesi için tanık ve video görüntülerinin paylaşılması için vatandaşlara çağrı yaptığı bildirildi.
Lahey Belediye Başkanı Jan van Zanen polise ve polis araçlarına şiddetin “kabul edilemez” olduğunu belirtti.
Wilders: Tutukla ve sınır dışı et
Aşırı sağcı politikacı Geert Wilders olayların görüntülerini sosyal medya hesabından “Tutukla ve sınır dışı et” başlığı ile paylaştı. Wilders “Neden dünyanın yarısının buraya gelmesine, kendi arasında çatışmasına, polise taş atmasına ve polis arabalarını ateşe vermesine izin veriliyor” diye tepki göstererek “Ben buna bir düzen getirmek için başbakan olmak istiyorum” dedi.
Hollanda resmi verilerine göre ülkede 25 bin Eritreli yaşıyor. Hollanda’da hükümet yanlısı ve karşıtı Eritreli gruplar daha önce de çatışmıştı. Geçen yıl yaşanan olaylarda bıçakla yaralananlar olmuştu.
Son dönemde Eritrelilerin başka Avrupa ülkelerinde yaptığı toplantılarında da şiddet yaşanıyor. Geçen yaz Almanya’nın Giessen kentindeki bir Eritre festivalinde yaşanan çatışmalarda 26 polis memuru yaralanırken bu olaydan birkaç hafta sonra Stockholm’de Eritrelilerin düzenlediği bir festivalde şiddet yaşanmış, 50 kişi yaralanmıştı.
Eritre 1993 yılında Etiyopya’dan ayrılarak bağımsızlığına kavuşmuştu. Eritre Devlet Başkanı Isaias Afwerki 3 milyon nüfusa sahip ülkenin bağımsızlığa kavuşmasından bu yana yönetimde bulunuyor. Ülkede siyasi partiler yasaklanmış durumda ve basın ve ifade özgürlüğü alanında da kısıtlamalar söz konusu. Ülkede parlamento, bağımsız mahkemeler ve sivil toplum kuruluşu bulunmuyor.