DEM Parti’nin 31 Mart’ta kazandığı Hakkari Belediyesi’ne düzenlenen operasyonla Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış gözaltına alındı. İçişleri Bakanlığı ise Hakkari Belediyesi’ne kayyum atandığını duyurdu.
Akış’ın gözaltına alınması ve kayyum atanması, siyasi çevreler, hukukçular ve kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı. İstanbul’da Adalet İçin Hukukçular, Avukat Dayanışması, Çağdaş Hukukçular Derneği, Demokrasi İçin Hukukçular, Katılımcı Avukatlar, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve Sosyal Hukuk üyesi avukatlar, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önünde bir araya gelerek kayyum atamasını protesto etti.
“HALK, KAYYUM ZİHNİYETİNİ KABUL ETMEDİ”
Hukukçular adına basın açıklamasını okuyan avukat Ezgi Önalan, Mehmet Sıddık Akış’ın, 31 Mart Yerel Seçimlerinde Hakkari halkının oylarıyla DEM Parti’den Hakkari Belediye Eş Başkanı olarak seçildiğini belirterek, şöyle konuştu:
“AKP-MHP iktidarının taşıma seçmen yoluyla Kürt halkının iradesini gasp etme başta olmak üzere pek çok usulsüzlük yapılmıştır. Hilvan’da AKP adayının, itiraz edilen oy pusulalarını yakması nedeniyle Hilvan seçimlerinin yenilenmesi kararı alınmış, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın mazbatası İl Seçim Kurulu eliyle gasp edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu hukuksuzluklara rağmen halk, kayyum rejimini kabul etmediğini göstermiş, iradesini sandıklara yansıtmış, Van’daki hukuksuzluk, halkların ortak direnişiyle geri püskürtülmüştür. İki gün önce Hilvan’da yeniden yapılan seçimde halk, iradesini DEM Parti’den yana kullanarak büyük bir farkla kayyum zihniyetini, gaspları, usulsüzlükleri kabul etmediğini ortaya koymuştur.
“HAKKARİ HALKININ İRADESİNE DARBE”
AKP-MHP iktidarı, bu kez de Hakkari halkının iradesini gasp etmeye çalışmıştır. Hakkari Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış, 10 yıl önce açılmış ve yargılaması devam eden bir dosya ve seçilmesinden sonra hazırlanan ve bugüne kadar onlarca defa karşılaştığımız soyut iddialarla gözaltına alınarak, yerine kayyum atanmıştır. Seçilmiş belediye başkanının gözaltına alındığı ve belediyeye kayyum atandığı İçişleri Bakanlığı tarafından duyurulmuştur. Oysa Sayın Mehmet Sıddık Akış tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiş ve Hakkari’de halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir. Yaşanan bu durum Hakkari halkının iradesine vurulmuş siyasi bir darbedir.
“SEÇİMLE KAZANAMADIKLARI BELEDİYELERİ KAYYUM SİYASETİYLE ALIYORLAR”
2016 yılından bu yana hâkim tekçilik anlayışının ‘kayyum’ şeklindeki tezahürü ile hayata geçirilen yönetme pratiği ile Kürt halkının iradesi sistematik bir şekilde gasp edilmektedir. Kürt halkının iradesi, bugün de, ‘Kürtler hariç, herkese hak olan’ seçme ve seçilme hakkı, Hakkari Belediyesi ve Belediye Eş Başkanı nezdinde bir kere daha yok sayılmak, gasp edilmek istenmektedir. AKP-MHP iktidarı, seçimle kazanamadığı şehirleri, vali ve kaymakam gibi iktidara bağlı memurları aracılığıyla kayyum siyaseti ile, bir yönetme biçimi olarak ve kendi iktidarının bekası için uygulama haline getirmek istemektedir. Bugüne kadar Kürt belediyelerine atanan kayyumlar, Boğaziçi Üniversitesi gibi yönetimi, hocaları, öğrencileriyle muhalif olan üniversitelere, liselere kayyum rektörler ve müdürler atayarak devam etmektedir. Halkın iradesini kayyumla gasp eden iktidar, buna karşı yapılmak istenen protesto eylemlerini yine memuru olan valilik ve kaymakamlıklar eliyle yasaklamakta, sıkıştığı anda iktidarın yanında hizalanan hukuk da buna göz yumarak, içinde avukatların da olduğu onlarca kişiyi gözaltına almaktadır.
“DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI DEMOKRATİK KAMUOYUNU DUYARLILIĞA ÇAĞIRIYORUZ”
Seçim sonuçlarını ve halk iradesini tanımayan, iktidarının bekası için hukuku ve yargıyı işlevsiz hale getiren AKP-MHP iktidarı, kayyum siyasetiyle halkların iradesini ve hiçbir hukuki veya ahlaki normu tanımadığını bir kere daha göstermiştir. Demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü hukuk kurumları olarak; halkların iradesini yok sayan, demokratik ilkeleri ortadan kaldıran kayyum siyasetini ve halkların iradesine yapılan bu darbeyi kabul etmediğimizi belirtiyor; siyasal iktidarı ve yargı organlarını halkın iradesine saygı duymaya; bakanlık aracılığıyla yapılan darbe girişime karşı bütün demokratik kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz.”