Türkiye’de büyük kitlelerin takip edip ayrıntılarına hakim olduğu bir spor değil tenis.
Türk medyasında uzun yıllar ‘Marsel İlhan İlk Turda Elendi’ başlıklarına mahkum edilip o bahsedilen ‘ilk turlara’ nasıl gelindiğinin anlatılmadığı; sığ ve yavan başlıklara hapsedilip umut veren sporcuların gösterilmediği bir girdap bizimkisi.
En önemli tenis turnuvalarının olduğu günlerde bile futbol kulüplerinin bayatlamış transfer haberlerini öne çeken editörlerin, gözlerden kaçırdığı bir yıldız adayını anlatacağız sizlere.
Elbette ona güven veren, kendisine inanmasını sağlayan antrenörü ile birlikte.
İlham veren bir hikayeyi okumaya hazır olun.
Milli tenisçimiz Zeynep Sönmez, 2002 yılında dünyaya geldi. Henüz 21 yaşında. Bu günlerde senenin ilk Grand Slam Turnuvası olan Avustralya Açık elemelerine hazırlanıyor.
An itibarıyla Dünya 163 numarası olan genç tenisçimiz, yalnızca iki sene önce 560. sıradaydı. İki senede 400 basamak birden yükselmeyi başardı.
Türk tenisçilerin dünya klasmanında ilk 100 hatta ilk 200 görmesi bile pek alışkın olunan bir durum değil.
Bunu tarihte başaran kadın ve erkek tenisçilerimizin toplam sayısı iki elin parmağını ne yazık ki geçmiyor.
Zeynep Sönmez ise sıralamalardan bahsetmekten hiç hoşlanmasa da, daha önce başarılmayanları gerçekleştirme yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Zeynep Sönmez’in son yıllardaki çıkışının gizli kahramanı ise antrenörü Mert Ertunga. Eski bir milli tenisçi olan Ertunga, uzun yıllar bu sporu profesyonel olarak yaptıktan sonra antrenör olarak kortların içinde kalmaya devam etti.
Türk tenisçilerin en büyük zorluklarının başında, uluslararası düzeyde profesyonel antrenör bulmak geliyor. Bunun için gerekli finansmana ve sponsora ulaşmakta güçlük çekiliyor.
Belli bir başarı seviyesinin üstüne çıkmadığınız zaman maddi olarak destek bulmanız da oldukça zor.
Antrenör Mert Ertunga, bu sıkıntıların ortasında Türk tenisçiler için büyük bir boşluğu doldurmayı başardı.
Üstelik kendisi ifade etmekten hep kaçınsa da kaynak eksikliklerini göğüsleyerek taşın altına elini soktu.
Tenis kortunun kendisini en güvende hissettiği yer olduğunu belirten Zeynep Sönmez, bu güveni antrenörü Ertunga ile yakaladığı uyuma borçlu olduğunu da birçok defa dile getirdi.
Fiziksel güç ve yetenek kadar zihinsel sağlamlığın da başarının anahtarı olduğu bu sporda, Zeynep Sönmez yalnızca vuruşlarıyla değil kortta en zor anlarda ayakta ve güçlü kalmasıyla da dikkat çekiyor.
Henüz 21 yaşında olmasına rağmen kort içindeki olgunluğu ve asla pes etmeyen karakteri ile son puana kadar oyundan düşmüyor.
Rakibi kim olursa olsun kazanmak için korta çıkıyor ve kendine inanmaktan asla vazgeçmiyor.
Antrenör Mert Ertunga ile yakaladığı uyum sonrası hızlı bir yükselişe geçen Sönmez, özellikle 2023 yılında çok önemli başarılar elde etti.
Tenisin zirvesi olarak kabul edilen, dünyanın en iyilerinin yarıştığı Grand Slam turnuvalarında ilk kez 2023 yılında eleme oynamayı başaran Milli Tenisçi, istediği sonuçları elde edemese de büyük tecrübe kazandı.
Eylül ayında ise Slovenya’nın başkenti Ljubljana’da düzenlenen büyük turnuvada final oynamayı başararak bu seviyede bir turnuvada final gören Çağla Büyükakçay’ın ardından ikinci Türk tenisçi oldu.
Herkes oynadığı finali ayakta alkışlarken, Zeynep’in gözü ise kaybettiği şampiyonlukta kaldı.
2024 Sezonuna da hızlı bir giriş yapan Milli Tenisçi, Avustralya Açık öncesi en büyük turnuvalardan olan Brisbane’de güçlü rakipleri yenerek elemeleri geçmeyi başardı.
Aynı saatlerde Suudi Arabistan’da yaşanan Atatürk Krizi sebebiyle Süper Kupa maçı ertelenmişti. Avustralya’dan galibiyet pozunu Kalpaklı Atatürk Bayrağı ile verdi Zeynep.
Türkiye’nin dünyanın en iyileri arasında olmadığı bir spor dalında, en iyiler ile mücadele ederek en iyileri yenebileceğini genç yaşında ispatladı.
Ünlü ABD’li tenisçi Andre Agassi, “tenis hayatın dilini konuşur. Faul, çift hata, kırma gibi terimler hayatın parçasıdır. Her tenis maçı minyatür bir yaşamdır” diyor.
Zeynep Sönmez henüz 21 yıllık yaşam yolculuğunda çok genç yaşta keşfedilen yeteneğini, korta tam olarak yansıtmayı başaramadığı yılları geçirdi.
Antrenörü Mert Ertunga ile birlikte ise kendisine inanmayı ve en baştan başlamayı öğrendi.
Şimdilerde ise Avustralya Açık’ta ülkesini temsil etmeye hazırlanıyor.
Gösterdiği kıvılcımın, ileride yakacağı büyük meşalelerin küçük bir işareti olduğuna inanarak milli sporcumuza Avustralya’da başarılar diliyoruz.
